Tuz, vücutta sıvı dengesinin korunması, hücrelerin sağlıklı olarak çalışabilmesi, sinir ve kas fonksiyonlarının sağlanması ve tansiyonun dengelenmesinde önemli rol oynuyor.
Bütün bu faydalarına rağmen gereğinden fazla miktarlarda tuz tüketmek kalp ve damar hastalıklarından böbrek yetmezliğine kadar birçok hastalığa neden olabiliyor.
Türkiye’de tuz tüketimi dünya ortalamasının çok üzerinde yer alıyor. İç Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Haluk Mumcuoğlu,”12-18 Mart Dünya Tuza Dikkat Haftası” kapsamında tuz tüketiminde dikkat edilmesi gerekenler ve aşırı tuz tüketiminin sağlığa zararları hakkında bilgi verdi.
Alınması gereken günlük tuz miktarı 5 gramın altında olmalı
Tuz, sodyum ve klorür bileşenlerinden oluşmaktadır. Tuzun yaklaşık yüzde 40’ı sodyumdur. Yetişkin bir insanın günlük olarak alması gereken tuz miktarı ortalama olarak 5 gramın altında olmalıdır. Sodyum tüketiminin de yaklaşık 2 gramın altında olması gerekmektedir. Dünyada ortalama tuz tüketimi 9 ile 12 gram arasındadır. Türkiye de ise ortalama tüketim 17-18 gram civarındadır. Bu oran Dünya Sağlık örgütü önerisinin ve dünya ortalamasının çok üzerindedir. Son yıllarda toplumun bilinçlenmesiyle tuz kullanımı biraz azalmış olduğu gözlemlenmektedir ancak bu tüketim miktarının da halen yüksek olduğu bir gerçektir.
Tuz içeren gıdalar ölçülü tüketilmeli
Yüksek tansiyon, kalp, böbrek yetmezliği hastalarının ve tiroid problemi yaşayan kişilerin tuz tüketimi konusunda çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Normalde tüketilen işlenmiş gıdaların içinde belirli miktarda tuz zaten bulunmaktadır. Tuz içeren besinler arasına peynir, zeytin, ekmek, turşu, salça, soda, ketçap, hardal, soya sosu, konserveler, salam sosis, sucuk ve pastırma gibi işlenmiş etler, tuzlu kuruyemişler, krakerler ve cipsler bulunmaktadır. Bir kişi gün içinde tükettiği hiçbir besine tuz eklemese bile ortalama 3-3,5 gram kadar tuz almaktadır. Bu nedenle ekstra tuz tüketimi gün içinde yarım çay kaşığını geçmemelidir.